Ölümsüzleştiği Tarih: 23 Ocak 2017
“BİR BÜYÜK KOMÜNİSTİ; YKP(m-l) ÖNDERİ VE PARTİMİZ ONUR ÜYESİNİ KAYBETTİK!
Enternasyonal proleteryanın dava adamı, YKP(m-l)’nin kurucu önderlerinden, Partimiz TKP/ML’nin Onur üyesi komünizmin yılmaz savunucusu Yunanlı komünist Grigoris Konstantopoulos’u 23 Ocak 2017’de kaybettik.
1945’de dünyaya gelen ve henüz lise yıllarında devrim ve komünizm için mücadeleye atılan Grigoris son nefesine kadar bu davanın çıkarları için politik mücadelesini yürüttü. 1960’larda Mao’nun Sovyet revizyonizmine karşı açtığı kızıl bayrağın sahiplenilmesinde tereddüt etmemiş, Maoist gençlik oluşumunun içinde yer almıştır.
O, BPKD’nin ( Büyük Proleter Kültür Devrimi ) en iyi öğrencilerinden birisi olarak ideolojik, politik mücadelede YKP(m-l) yi şekillendirmiştir. Albaylar Cuntası döneminde yaklaşık bir yıl boyunca illegal koşullarda mücadele yürütmüş, sonrasında bu cunta devrilene kadar Kanada’da politik bir mülteci olarak mücadelesine devam etmiştir.
Grigori`nin yaşamı boyunca Komünist mücadelede kesintisiz bir süreci vardır.
Grigoris yoldaş 1983’den beri partimiz TKP/ML ile ilişki halindedir. Kardeş Parti YKP(m-l) ile olan ilişkileri inşa eden, örgütleyen bir rol üstlenmiştir. Partimizin yüzlerce kadrosuna, militanına doğrudan emeği geçmiştir. YKP(m-l) ve Grigoris en başta partimiz olmak üzere tüm devrimci hareketlere, politik göçmenlere her türlü maddi, manevi ve politik desteği vermekten geri durmamıştır. Onun emeği partimizin her değerine, yarattığı her olumluluğa adeta sinmiştir. O en zor dönemlerde adeta partimizin aktif bir üyesi gibi hareket etmiş, partimizi kendi partisi gibi sahiplenmiştir. Her partilimiz onda yoldaşlık ilişkisinin en güçlü, en karakterli ve samimi halini yaşamıştır. O partimize sadece emeğini değil, ruhunu, yüreğini açmıştır.
Yaşamıyla, duruşuyla mütevazi bir komünist olarak, tanıyan herkese örnek olmuştur.
Partimiz, 7. Konferansında bu ilişkinin köklü ve derinliği üzerinden Grigori’yi Partimizin Onur üyesi yapmıştır. O partimizin her sorununa bu edindiği sıfatla kafa yormuştur. Bu kimliğin kendisine verilmesini partimizle kurulan özel bir örgütsel ilişki olarak tanımlamıştır. Partimizin istediği her yardım ve destekte sadece bunu sunmakla değil, bunun en mükemmel şekilde nasıl örgütleneceğine kafa yorarak dahil olmuştur. O partimizin ideolojik-politik sorunlarına, yanlış ve hatalarına karşıda bir partili gibi yaklaşmıştır. Bu noktada mücadelesini sürdürmüştür.
Son olarak Nisan 2015’de Almanya merkezli yapılan operasyonda soruna karşı duyarlılığı henüz tazeliğini korumaktadır. YKP(m-l)’nin önderliğinde etkin ve güçlü yürüyen bir kampanyada onunda tüm olumsuz sağlık koşullarına rağmen özel ve etkin bir yeri vardır. O kendi yoldaşlarının tutuklandığını ifade ederek, bu saldırının Komünizm davasına yöneldiğini ifade etmiştir. Partisiyle birlikte bu noktada uluslararası düzeyde en güçlü ve etkili kampanyayı örgütlemeyi de başarmıştır. O yürüyemeyecek koşullardayken “yoldaşlarımı görmem lazım, moral olur belki beni görmeleri” diyerek 2016 sonlarında iki defa Münih mahkemesine gelmiştir. O tam bir yoldaş sevdalısıdır.
Yunan komünist hareketinin değerli bir önderiydi o. Aynı zamanda Yunan devrimci ve sol hareketi içinde özel ve itibarlı bir yere sahipti. Büyük bir komünisti kaybettik. Acımız, kederimiz ve üzüntümüz oldukça derin. Partimizin yiğit ve eşsiz bir onur üyesini yitirdik. O, 50 yıllık mücadele yaşamı ile komünist kimliği her durumda yaşatmayı başarmıştır. Yenilgilere karşı komünizm ve devrim mücadelesini örgütlemenin ve başarmanın zorunluluğuyla ilgilenmiştir. Yılgınlık ve umutsuzluk onun yaşamında yoktur.
Onun kavgası bizim kavgamızdır. O komünizmin yılmaz bir savaşçısı, son nefesine kadar sınıf mücadelesinin bir neferi ve aynı zamanda enternasyonal dayanışmanın en iyi öğretmenlerinden biriydi. Rahat uyu sevgili yoldaş. Umudun ve ideallerin mutlaka geleceği kuşatacaktır.”