Ölümsüzleştiği Tarih: 2 Şubat 2011
1981 Tokat Almus doğumlu olan Nurşen Arslan, (Münire-Emel) İstanbul’da TMLGB saflarında örgütlenmiştir. Bir süre bu alanda faaliyet yürüten yoldaş bu dönemde İkitelli’de bulunan bir faşistin oteline yönelik bombalama eyleminde görev almıştır.
Gerillaya katılım talebi 1999 yılında kabul edilmiş, akrabası olan Aşkın Günel ve Sinan Günel ile beraber katılmışlardır. Artık gerillanın Münire’sidir. 2004 yılına kadar Tokat’tan-Giresun’a, Samsun’dan Rize’ye kadar Karadeniz’in birçok yerini dolaşarak Karadeniz halkına Proletarya Partisinin düşüncelerini taşımış, askeri eylemlerde görev almıştır. Gerilla yaşamının birçok zorluğunu inancı ve iradesiyle alt eden Nurşen yoldaş, 2005 yılında Karadeniz’den Dersim’e ulaşan soluklardan birisi olmuştur. Artık yeni faaliyet alanı Dersim, yeni adı da Emel’dir. Kendisi de Dersimli olan ve Dersim’e çıkacak ilk gerilla birliğinde olmak isteyen ancak 2003 yılında ölümsüzleşen Emel Kılıç yoldaşın bu isteğini, adını taşıyarak yerine getirmek için almıştır bu ismi. Savaşçı olarak geldiği ve henüz nüve aşamasında olan Dersim’deki gerilla gücünün faaliyetlerine bir süre sonra Bölge Komutanı olarak önderlik etmiştir. Proletarya Partisi tarihinde ilk defa bir kadın yoldaşımız onun şahsında Bölge Komutanlığı görevini üstlenmiştir. Bu konumlanma aynı zamanda erkek işi olarak görülen savaşta kadınların özneleşmesine de mütevazi katkılardan birisi olmuştur.
Karadeniz’den taşıdığı bilgi, birikim ve deneyimini, partisine, yoldaşlarına ve halka bağlılığıyla harmanlayan Nurşen yoldaş, 2 Şubat 2011’ de ölümsüzleştiğinde TKP/ML İleri militanı, TİKKO Dersim Bölge Komutanı’ydı.
“TKP/ML MK-SB açıklaması;
EYLEMİMİZ, EMELİMİZ, ÖZLEMİMİZ,
DİLEĞİMİZ VE SEVDAMIZA DAİR!
Kürt, Türk, Çeşitli Milliyetlerden Halkımıza,
Halkımızın en değerli evlatlarından, partimiz TKP/ML’nin seçkin kadrolarından, halk ordusu TİKKO’nun gözü pek savaşçılarından beşi daha canımıza can oldu, kalbimize gömüldü! Partimiz merkez komitesi üyesi ve Dersim bölgesi siyasi komiseri Sefagül Kesgin (Eylem) yoldaş ile gerilla birliği komutanı ve savaşçılarından Nurşen Arslan (Emel), Gülizar Özkan (Özlem), Fatma Acar (Dilek) ve Derya Aras (Sevda) yoldaşlar; büyük bir özveri, kararlılık ve korkusuzlukla taşıdıkları kızıl bayrağı 2 Şubat’ta yoldaşlarına devrettiler.
Savaş cephesinde ölümsüzlüğe yürüyen yoldaşlarımızın Dersim’in doruklarında dalgalandırdığı proletaryanın bayrağı, onlara andımız olsun ki, ne pahasına olursa olsun zirvelerden inmeyecek, yaktıkları devrim meşalesi sönmeyecektir. Onun için umutsuzluk, karamsarlık ve yılgınlık her zaman uzaktır bize; onun için kayıplar, engeller ve zorluklar mani olamayacak mücadelemize.
Yoldaşların büyüttüğü mirasımız zengindir, mirasımız engindir, mirasımız tükenmezdir. O miras ki İbrahim’den Süleyman’a, Kazım’dan Mehmet’e, Meral’den Çiğdem’e çoğalarak gelmiştir; çağlayarak büyümekte, ölümsüzlük iksiri içirmekte, zafere koşullamaktadır. Artık daha fazla nedenimiz vardır ve yoldaşlarımız her şeyden önce bu misyona can vermişlerdir. Şimdi onlar gibi olmanın, onlar gibi savaşmanın, onlar için de dövüşmenin zamanıdır…
Devrim için savaşı ve halkın kurtuluş davasını zafere taşıyacak olan proletarya ideolojisinin mutlak ihtiyaç duyduğu özne, bu uğurda can bedeli bir mücadeleye atılacak olan komünistler, devrimcilerdir. Buzlar bu sayede kırılacak, yollar bu sayede aydınlatılacak, kitleler bu sayede seferber edilebilecektir. Demokratik Halk Devrimi, yaşamını ona adayanların, onun için her türlü özveriyi göze alanların omuzlarında gelişecek; onun için ölenlerle zafere ulaşacaktır. Devrimlerin yasasıdır bu.
Devrimciler, yoldaşlar,
Kaybımız, acımız ve üzüntümüz büyüktür. Ama öfkemiz, kinimiz ve savaşa dört elle sarılma azmimiz de büyüktür. Bizim için her ölüm erken ölümdür, her ölüm dağlardan yücedir. Ölümsüzlük, yalnız kendisi için yaşamaktan vazgeçenlere mahsustur. Bu yüzden ister dağlarda, isterse sokakta, ister savaşarak, isterse direnerek ya da her nerede ve biçimde olursa olsun; devrimci saflarda yaşamını yitiren bütün militanlar, komünizmin bütün neferleri; öncümüz, öğretmenimiz, onurumuzdur.
Partimizin önder kadrolarından Sefagül Kesgin ile savaşçı yoldaşlarımız Nurşen, Gülizar, Fatma ve Derya; yalnızca Türkiye işçi ve emekçi sınıfları, Türkiye’nin ezilen halk ve ulusları için değil aynı zamanda Türkiye’nin emekçi kadınları adına da savaşıyordu. Kadınların kurtuluşunun devrimin mutlak başarısından geçtiğini biliyor, savaşı kadınlar için de büyütüyorlardı. Onlar, komünist kadın hareketi tarihinin sayfalarına altın harflerle yazılacak bir savaş ve mücadelenin merkezinde, ateşin tam ortasında ölüme yürüdüler…
Her biri çeşitli kavga alanları ve mücadele platformlarında, nihayetinde gerilla savaşı cephesinde uzun yıllardır büyük emek sarf etmiş, önemli eylem ve direnişlere imza atmışlardı. Devrimin ancak ezen sınıflara karşı amansız, soluksuz ve direngen bir savaşla başarılabileceğini kavramış, bu bilinçle yola koyulmuşlardı. Faşizmin bütün saldırı ve işkencelerinin, her türlü zorluk ve engelin durduramadığı kavgaları, partimize büyük yararlar sağladı, önemli deneyim ve birikimler kazandırdı.
Şimdi halk savaşının bayraktarı olan yoldaşların çağrısına yanıt verme zamanıdır. Onlar için safları sıklaştırmanın, savaşı büyütmenin zamanıdır. Uğruna can verdikleri devrim mücadelesinde daha büyük adımlar atmanın, kavgaya daha sıkı sarılmanın zamanıdır. Gün, bize devrettikleri silahların elden ele geçmesi, savaş şiarlarının dilden dile dolaşması zamanıdır. Görev, şehit düşen yoldaşlarımızın izinden güneşe yürümeyi başararak yerine getirilecektir!
KOMÜNİST BİR DÜNYA İÇİN ŞEHİT DÜŞENLER ÖLÜMSÜZDÜR!
SEFAGÜL, NURŞEN, GÜLİZAR, FATMA VE DERYA YOLDAŞLAR ANDIMIZ, ONURUMUZDUR!
HALK SAVAŞININ BEŞ KIZIL GÜLÜ HİÇ SOLMAYACAKLAR!
KAHROLSUN EMPERYALİZM, FAŞİZM VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!
SÜRÜYOR DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ, SÜRECEK HALK SAVAŞI!
YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML, ÖNDERLİĞİNDEKİ TİKKO VE TMLGB!
TKP/ML MK SB
Nisan 2011