SINIF MÜCADELESİNİN DENİZİNE BÜTÜN VARLIĞIMIZLA ATILACAĞIZ!
PARTİMİZİN ÇİZDİĞİ POLİTİK İKTİDAR GÜZERGAHINDA İLERLEYECEĞİZ!
Kürt, Türk ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız, gençler;
24 Nisan 1972’de Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya ve bir grup çekirdek komünist kadro tarafından coğrafyamızdaki devrimin öncü gücü olarak temelleri atılan Partimiz TKP/ML’nin kuruluşunun 49. yılını, ihtilalci proleter hattının kararlığını ve cüretini kuşanarak karşılıyoruz. O’nun her türden reformist, oportünist ve revizyonist lekelerden arındırarak dalgalandırdığı proletaryanın kızıl bayrağını, leke sürdürmeden 49 yıldır taşımanın ve gençlik saflarında dalgalandırmanın gururunu taşıyoruz.
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya partimiz TKP/ML’nin temellerini atarken “Önümüzde çetin ama şanlı mücadele günleri var. Sınıf mücadelesinin denizine bütün varlığımızla atılalım! Bu mücadelede kahraman işçi sınıfımıza, fedakar ve çilekeş köylülerimize, yiğit gençlerimize sonsuz bir güven duyalım” ifadeleriyle kavganın en sıcak günlerinde kan ve can pahasına ateş hattında yürüyecek genç bir komünist partisinin çizgisini bu bilinçle oluşturmuştu.
Partimizin kuruluşu öncesi coğrafyamızdaki M. Suphi ile başlayan ihlalci komünizm mücadelesi uzun sürmemiş, faşist Kemalist diktatörlük tarafından Suphi ve 14 yoldaşı Karadeniz’de alçakça katledilmiştir. Suphi sonrası TKP önderliğinde revizyonist, reformist ve sosyal-şoven bir anlayış hüküm sürmüştür. Partimizin kuruluş sürecini mayalayan dönem, 60’lı yılların yoğun ideolojik-politik derinleşmeyle tarif etmekle birlikte aynı zamanda özlü bir kopuşu da ifade etmektedir. Tüm bu gelişmelerin yaşandığı süreçte TKP, TİP’in düzeniçi, parlamentarist, revizyonist ve reformist hattı sınıf mücadelesini ileriye taşıyamamış devrimin yolu, niteliği ve çizgisine dair derin tartışmalara vesile olmuştur. 68’ Gençlik Hareketi ile ivme kazanan bu tartışmalarda düzen içi mücadelenin politik iktidarı ele geçirmede sonuçsuz kaldığı ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Deniz ile başlayan silahlı mücadele pratiği Mahir ile ileriye taşınmış olsa da 71’ Devrimci Çıkışı olarak nitelenen bu süreç, devrim için yeni bir birikim ve deneyime vesile olmuştur.
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya revizyonist tezlere ve aylayışlara karşı yürüttüğü berrak ideolojik-politik ve siyasi mücadele ve edinilmiş devrimci birikime yaslanarak komünist çizgiyi ve partimizi inşa etmiştir. Partimiz bu anlamda sağ pasifizmi ve sol maceracılığı mahkum ederek tarihsel bir çıkışı örgütlemiştir. O döneminin ulusal kurtuluş mücadeleleri ve devrim rüzgarlarının, BPKD’nin (Büyük Proleter Kültür Devrimi) etkilerini dogmatik bir biçimde değil, MLM biliminin süzgecinden geçirerek coğrafyamız gerçekliğine ve sınıf mücadelesine ustaca uyarlamıştır. Başta Kemalizm olmak üzere ulusal sorun ve devrimin yolu gibi temel konularda ortaya koyduğu tezlerin bütünü, onun bilimsel ve berrak komünist kavrayışının bir ürünüdür.
Partimizin 49. yılını karşıladığımız bu süreçte emperyalist-kapitalist sistemin krizi pandemi ile daha yıkıcı ve kapsamlı bir hal kazanmış faturası dünya halklarına emperyalist saldırganlık, açlık, yoksulluk ve sömürü olarak kesilmiştir. Emperyalist sistemin krizi bizimki gibi yarı-sömürge, yarı-feodal ülkelerde daha sarsıcı biçimde kendini göstererek ilerlemekte buna paralel faşist saldırganlık ve şovenizm her dönemde olduğu gibi “imdat çekici” rolü görmektedir. Her yerinden dökülen ve kriz içerisinde debelenen TC devleti, tıpkı emperyalist efendileri gibi daha fazla sömürü ve baskı ile ayakta durma çabası içindedir. Bu saldırganlık ve derinleşen yönetsel krizi, gelişen irili-ufaklı kitle hareketleri ve direnişlerle karşılık bulmakta Boğaziçi direnişinde olduğu gibi güçlü dalgalar halinde dağınıkta olsa açığa çıkmaktadır. Kitlelerin kendiliğinden hareketini sisteme yöneltecek ve emekçi halka kurtuluşu getirecek yegane öncü olan partimizin kuruluşu ve varlığı bu anlamıyla önemliyken onu devrim mücadelesinde etkili bir güç haline getirmek görevi karşımızda durmaktadır.
Yoldaşlar,
Parti okulu sorumluluğu ve halk gençliğine komünist çizgide önderlik sorumluluğu olan Komsomol ve onun militan ruhu, partimizin “göreve hazır mısınız” sorusuna “her zaman hazırız” diye haykıran tutumu ile biçim alır ve yön bulur. Bu anlamıyla partimizin kuruluşunu bu berrak tutum ile karşılıyoruz. Büyük Ekim Devrimi sonrası sosyalizmin inşasında büyük rol üstlenen Sovyet Komsomolculardan, 1949 Çin Devrimi sonrası ve Büyük Proleter Kültür Devrimi’nde (BPKD) Çin Komsomolcularının üstlendiği devrimci rolden tarihsel olarak beslenen bir ideolojik şekilleniştir bu tutumumuz. Nubar yoldaşın Sefagül yoldaştan boşalan görevi tereddüt etmeksizin alması gibi kararlılıkla karşılayacağız kuruluşumuzu ve görevlerimizi. Komsomol’umuz enternasyonal proletaryanın perspektifinden, devrim stratejimiz olan Halk Savaşı’nın gerekliliklerine uygun olarak “her zaman göreve” hazır bekleyen halk gençliğinin öncü ve önder gücü olma iddiasını partimizin ideolojik-politik önderliğiyle dün olduğu gibi bugün de taşıyacaktır.
Halk gençliği hakim sınıfların komplike krizinin içerisinde gelecekle arasına duvarlar örülürken ciddi düzeyde bir mücadele arayışı içindedir. Tüm bu arayış ve kendiliğinden yön bulma sürecinde gerici hakim sınıfların da ideolojik-politik kuşatmasına tabi tutulmaktadır. Bunun yanında halk gençliğinin içerisinde iddiasız ve sistem içi oportünist-reformist güçlerin de bir ideolojik kuşatması da söz konusudur. Gençlik tüm bu kapsamlı kuşatmaya rağmen ciddi bir mücadele arayışı içerisinde dönem dönem ivmelenen bir itiraz tutumundadır. Gelişmelere, sorunlara duyarsız değil ancak ne yapacağını bilemeyen bir politize olma hali vardır. Bu durum devrimci-komünist çizgide etkili bir müdahale hattı ihtiyacını yakıcı hale getirmektedir. Krizler içinde debelenen bir emperyalist-kapitalist sistem, savaş kışkırtıcılığını tırmandırmış, şovenizmi köpürtmekten başka çaresi olmayan ve ekonomik-politik kriz içinde boğuşan faşizm gerçekliği ve buna karşı bu çelişkiler içinde politize olan ve arayışını sürdüren bir halk ve halk gençliği gerçekliği söz konusudur. Bu tablo sistemle çelişkilerin keskinleştiği ve bunun daha fazla keskinleştirmesini gerektiren bir siyasi çizginin hayata geçmesini zorunlu kılmaktadır. Bu anlamıyla partimizin kuruluşunun 49. Yılında onun önderliğinde halk gençliğinin mücadelesini Komsomol önderliğinde yön vermek bugünün esas görevleri arasındadır.
Partimiz 49. yıllık tarihinde Yeni Demokratik Devrim mücadelesini kan ve can bedeli bir hatta yürüyerek sürdürmüştür. Bu yürüyüşünde 4 genel sekreterini, onlarca kadrosunu ve yüzlerce savaşçısını ölümsüzlüğe uğurlamıştır. Partimiz 49. savaş yılını karşılarken geride bıraktığı süreçte Merkez Komite üyesi Nubar yoldaşı, Bölge Komutanı Özgür’ü, komutanlarından Deniz’i ve yiğit savaşçılarından Asmin, Rosa ve Muharrem’i ölümsüzler kervanına uğurlamıştır. Bu anlamıyla kayıplarımız Komsomolumuz için parti ve savaşla donanmayı yüklemektedir. 49. Savaş yılımızda ölümsüz yoldaşlarımızın çağrısı; yılgınlığa karşı daha fazla savaşmayı ve umudu büyütmeyi, düzeniçiliğe karşı ihtilalci komünizmi kuşanmak olarak somutlanmaktadır. Bu bilinçle ezilen emekçileri, LGBTİ bireyleri, kadınları, ezilen ulus ve inançlara mensup halkımızı partimiz saflarında örgütlenmeye çağırırken halk gençliğini isyanı büyütmeye Komsomol saflarına çağırıyoruz!
- Şan Olsun 49. Savaş Yılımıza!
- Selam Olsun 49. Kuruluş Yılında Tükenmeyen Gücümüze, Partimize!
- Şan Olsun Halk Savaşının Zaferine!
- Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
- Savaş, Öğren, İlerle! Gücümüz TMLGB!
- Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğindeki TİKKO, TMLGB!
TKP/ML – TMLGB MERKEZ KOMİTE
Nisan 2021