Ölümsüzleştiği Tarih: 22 Kasım 1986
1954 yılında Urfa Viranşehir’de doğan Ünal Küçükbayrak (Kürt kod adlı), çocukluk ve gençlik yıllarını devletin ulusal zulmü altında geçirdi. Daha çocuk yaşlarda feodal despotluğa ve faşist devlete karşı derin bir kin duyuyordu. ‘70’lerin sonlarında İstanbul’a geldiğinde TKP/ML’nin düşünceleriyle tanışmıştı. O, atılganlığı ve bitmez tükenmez enerjisiyle militan bir devrimciydi artık. ‘80 başlarında tutsak düşen Ünal Küçükbayrak, işkencehanelerde komünist direnme ruhunu daima canlı tutmuştur. Tutuklu bulunduğu süre içinde sırasıyla Selimiye, Davutpaşa, Sultanahmet, Sağmalcılar ve Metris zindanlarında kaldı. Gittiği her hapishanede direnme ruhunun körükleyicisi olan Ünal Küçükbayrak, hapishanelerde direnişin üzerinde şekilleneceği platformun oluşmasında belirleyici rol oynadı. Hapishanelerin sınıf mücadelesinin bir alanı ve mahkeme salonlarının devrimin bir kürsüsü olduğunun bilincinde olarak bu alandaki sağ ve “sol” anlayışlara karşı amansız mücadele etti. 1986 yazında tahliye olan Ünal Küçükbayrak, Partisiyle hemen ilişkiye geçerek geceli gündüzlü yoğun bir çabanın içine girmişti. Ünal Küçükbayrak, her bunalım döneminde olduğu gibi o süreçte de sağcı rüzgarların esebileceği ve inkarcılığın hayli revaçta olacağı konusuna dikkat çekiyor ve Parti çizgisinde sebat etmenin, MLM ilkelere sarılmanın önemini ısrarla vurguluyordu.
TKP/ML’nin yeniden toparlanabilmesi için yönetici düzeyde görev alan Ünal Küçükbayrak, çok zorlu koşullarda bir dizi görevi layıkıyla yerine getirdi. En son 3. Konferans Hapishane Delegesi olarak delege ve savaşçı yoldaşlarıyla birlikte 22 Kasım 1986’da ölümsüzleşti.
ÜÇÜNCÜ KONFERANS DELEGELERİ
Onlar toprakta tohum oldular
1986 yılı Kasım ayı sonlarında 3. Konferans hazırlıkları için Konferans Delegeleri Dersime gider.
Partizanların bölgede dolaştığının ihbarını alan devlet güçleri, bölgeye askeri yığınak yaparak, operasyon başlatır. Aldıkları ihbarlarla Husunda ve özellikle de Mercanlar bölgesinde operasyonlarını yoğunlaştırırlar. 21 Kasım’da bölge tamamen kuşatılır. Kuşatmayı fark eden Delegeler bölgeyi terk etmeye başlar.
Gece boyunca seyir halindeki birlik, acil ihtiyaçlarının temini için yolları üzerindeki bir eve girerler. Aynı anda bölge üzerinde helikopterin dolaşması ve gittikçe yaklaşan düşman birliklerini fark etmeleri üzerine evi terk ederler. Belli bir mesafeye çekildikten sonra arazinin kuytuluk bir yerinde mevzilenirler.
Evi basıp arayan düşman, boşaltılmış olduğunu görünce arama ve operasyonlarını o çevrede sürdürür. Askerlerin Partizanları fark etmesiyle çatışma başlar. Tüm güçleriyle operasyona çıkan devlet güçleri, hemen çatışma alanında yoğunlaşarak gerilla mevzisini dört bir yandan yoğun bir bomba ve ateş çemberine alır.
Mevzideki gerillaların çemberi yaracak yeterli silah ve cephanesi yoktur. Birçoğunda av kırmaları vardır. Güçler bakımından bu dengesizliğe karşın, sabah erkenden başlayan çatışma geniş bir alana yayılarak saatlerce sürer.
22 Kasım 1986’da yaşanan bu çatışmada Konferans delegeleri; Hüseyin Tosun, Rıza Sökmen, Zeki Uygun, İbrahim Polat, Ünal Küçükbayrak, Ali Rıza Boyoğlu, M. Kemal Yılmaz ve savaşçılar Kamile Öztürk ve İsmail Doğan ölümsüzleşir.